Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hz. İsa
Hz. İsa
Hz. İsa
Ebook308 pages3 hours

Hz. İsa

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Allah, Hz. İsa’yı (as), toplumun materyalist yaşam tarzını düzeltme misyonu ile göndermiştir. Böyle bir misyonla gelen insan, bunu gerçekleştirebilecek donanıma sahip olmalıydı. Öncelikle Hz. İsa dünyaya çok iyi bir yuvada teşrif etmiştir. O’nu yetiştirme mevzuunda Hz. Meryem ölçüsünde başka bir kadın göstermek mümkün değildir. Kur’ân, değişik âyetlerinde Hz. Meryem’in karakterini ifade eden kelimeleri yerli yerinde kullanarak onun hususiyetini vurgulamaktadır. Bu yüce kadın, iffetine o kadar düşkündür ki, meleğin karşısında bile müthiş bir ürperti yaşamıştır.
Normal şartlarda din ile maddeciliğin iç içe girdiği bir toplumda bunu düzeltmek oldukça zordur. Hz. İsa hem vaazlarıyla hem de yaşantısıyla bu iki unsur arasında ifrat ve tefrite girmeden dengeyi göstermiştir. Babasız dünyaya gelmesi, birkaç günlük bebekken konuşması, ölmüş insanları diriltmesi, hastaları iyileştirmesi gibi pek çok mucize ile materyalizme kilitlenmiş bir düşünceyi tadil etmiş, ruhçu bir düşünceye yollar açmış, böylece Hz. Muhammed’e (sav) giden yollara köprüler kurmuştur.
Hz. İsa’nın vefatı normal bir insan gibi olmamıştır. Çünkü o, mazhariyeti itibarıyla çok farklı bir hayat seviyesinin insanıdır. Allah önce O’nu, hainlerin tuzaklarından kurtarmak suretiyle inayetini göstermiş ve ardından da bizim mahiyetini pek idrak edemeyeceğimiz bir şekilde O’nu vefat ettirmiştir. Daha doğrusu Hz. İsa buud değiştirmiştir.
Bu kitap üç bölümden oluşuyor. Hz. İsa (as) dünyaya gelmeden önce Filistin’de yaşayan toplumun durumu, Hz. İsa’nın hayatını şekillendiren insanlar ve kendisinin hayatı... Ciddi bir araştırma sonucu ortaya çıkan bu eserde Hz. İsa’ya dair daha önce duymadığınız yeni şeyler öğreneceksiniz...

LanguageTürkçe
Release dateMay 28, 2020
ISBN9780463684542
Hz. İsa
Author

M. Fatih Ayyıldız

Antalya doğumlu yazar, ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktora doktorasını Selçuk Üniversitesi’nde tamamladı. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmenlik ve idarecilik yaptı, ders kitapları yazdı. Başöğretmen olarak MEB’den ayrıldı. Dicle ve Süleyman Demirel üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. Dini konularda ve eğitime dair kitaplar yazdı, editörlük yaptı, akademik dergilerde bilimsel makaleleri yayınlandı.Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Read more from M. Fatih Ayyıldız

Related to Hz. İsa

Related ebooks

Related categories

Reviews for Hz. İsa

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hz. İsa - M. Fatih Ayyıldız

    Hz. İSA

    (Aleyhisselam)

    Doç. Dr.

    M. Fatih Ayyıldız

    Published by Crabs Publishing at Smashwords

    Copyright © 2018 Crabs Publishing

    Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, yayınevinin önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, yayılamaz, bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.

    Bu e-kitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu e-kitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez.

    Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için bir kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın.

    Yazarımızın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.

    Hz. İsa (as)

    Doç. Dr. M. Fatih Ayyıldız

    Yayın No: 43

    Biyografi: 4

    Yayın yönetmeni: Halit Emre Yaman

    Editör: Mehmet Ali Özcan

    Kapak tasarımı: Nazende Bahar

    Kapak resmi: Julie Anne Workman

    Teknik hazırlık: Yücel Darcan

    Yayın tarihi: 29 Mayıs 2020

    Dijital ISBN:

    e-posta: crabspublishing@gmail.com

    Twitter: @CrabPublishing

    M. FATİH AYYILDIZ

    Antalya doğumlu yazar, ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktora doktorasını Selçuk Üniversitesi’nde tamamladı. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmenlik ve idarecilik yaptı, ders kitapları yazdı. Başöğretmen olarak MEB’den ayrıldı. Dicle ve Süleyman Demirel üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. Dini konularda ve eğitime dair kitaplar yazdı, editörlük yaptı, akademik dergilerde bilimsel makaleleri yayınlandı.

    Evli ve 3 çocuk babasıdır.

    KAPAK RESMİ

    Notre Dame Katedrali Kuzey Gül Penceresi

    Gül pencereler kiliselerde ve özellikle gotik katedrallerde görülen, genellikle ön cephede, yuvarlak pencerelerdir. Renkli camlar, desenler ve resimlerle süslü pencerelerde, oymalar ve desenlerle süslenmiş çerçeveler kullanılır.

    1163 yılında inşa edilmeye başlanan Notre Dame'ın iki kanadında bulunan bu pencereler geç gotik dönem bir tarza sahiptir. 9 metre çapındaki kuzey gülü 1250 yılında tamamlanmıştır.

    Gül dört daire şeklinde düzenlenmiştir ve merkezde Hz. İsa’nın (as) figürü vardır. İlk dairede 12 havari, sonraki dairelerde ise peygamberler, melekler ve azizler yer almaktadır. Pencerenin köşelerindeki ek sahneler arasında Hz. İsa'nın cehenneme inişi, Hz. Adem ile Havva ve Hz. İsa’nın (as) dirilişi tasvir edilmiştir.

    2019 yangınında gül pencere küçük hasarlar almıştır.

    İÇİNDEKİLER

    KISALTMALAR

    ÖNSÖZ

    GİRİŞ

    KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

    BİRİNCİ BÖLÜM / HZ. İSA’DAN ÖNCE FİLİSTİN

    HIRİSTİYANLIK ÖNCESİ FİLİSTİN VE ÇEVRESİ

    ETNİK VE DİNİ YAPI

    HASİDÎLER (HASİDİM)

    FERİSÎLER (PERUŞİM)

    SADUKÎLER (SADUKİM)

    ZELOTLAR

    ESSENÎLER (İSSİYİM)

    MESİH İNANCI

    ESSENÎLİK İLE ÎSEVÎLİĞİN KARŞILAŞTIRILMASI

    HZ. ÜZEYİR (EZRA)

    ÜZEYİR ALLAH’IN OĞLU MU?

    KAYIP ON İSRAİL KABİLESİ

    SÜRGÜN SONRASI BÜTÜN YAHUDİLER GERİ DÖNDÜ MÜ?

    AFGANİSTAN’DA YAHUDİLER

    İKİNCİ BÖLÜM / HZ. İSA’NIN YAKINLARI

    HAZRETİ ZEKERİYYÂ (as)

    HAZRETİ YAHYÂ (as)

    HAZRETİ MERYEM

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / HZ. İSA (as)

    HZ. ÎSÂ’NIN ÇOCUKLUK YILLARI

    HZ. ÎSÂ VE ÇOCUK İNCİLLERİNDE ANLATILANLAR

    HZ. ÎSÂ’NIN KAYIP YILLARI (13-30 YAŞ ARASI)

    MERYEM OĞLU HZ. ÎSÂ

    HZ. ÎSÂ’NIN TEVHİD MÜCADELESİ

    HZ. ÎSÂ’NIN HAVARÎLERİ

    HZ. ÎSÂ’NIN MUCİZELERİ

    HZ. MUHAMMED’İN (sav) GELECEĞİNİ MÜJDELEMESİ

    HZ. ÎSÂ’NIN VEFATI ÜZERİNE ÇIKAN TARTIŞMALAR

    BARNABAS İNCİLİ’NDE HZ. ÎSÂ’NIN SON GÜNLERİ

    ESKATOLOJİ BAĞLAMINDA HZ. ÎSÂ’NIN YENİDEN NÜZULÜ MESELESİ

    HZ. ÎSÂ’NIN NÜZÛLÜ HAKKINDA MERVİ HADİSLER VE YORUMLARI

    HZ. ÎSÂ’NIN TABİATI

    HZ. ÎSÂ’ NIN KAVMİ ALEYHİNE ŞAHİTLİĞİ

    BELGE, HARİTA VE RESİMLER

    BİBLİYOGRAFYA

    KISALTMALAR

    A.g.e.: Adı geçen eser

    A.g.mkl.: Adı geçen makale

    Bak.: Bakınız

    c.: cilt

    Çev.: Çeviren

    D.Ü.: Dicle Üniversitesi

    DİB. Yay.: Diyanet İşleri Başkanlık yayınları

    DİA.: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

    DEÜİFD: Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

    Edt.: Editör

    H.: Hicrî

    Hz.: Hazreti

    İ.T.Ç.İ.: İbrani Tomas Çocukluk İncili

    İ.A.: İslam Ansiklopedisi

    M.E.B. : Millî Eğitim Bakanlığı

    M.: Miladi

    MÖ.: Milattan Önce

    MS.: Milattan Sonra

    S.: Sayı

    s.: sayfa

    ss.: sayfalar

    sav: sallallahu aleyhi ve sellem

    trz.: Tarihsiz

    TDV.: Türkiye Diyanet Vakfı

    T.D.K.: Türk Dil Kurumu

    TDTD.: Türkiye Dinler Tarihi Derneği

    Vkf.: Vakıf

    yy.: Yüzyıl

    ÖNSÖZ

    Hz. İsa’yı tanımak ve Hıristiyanlığın ilk asrını kavrayabilmek için dönemin Filistin coğrafyasında meskûn toplumların yaşadığı hayatın dini, sosyal, kültürel ve tarihi boyutunu iyi anlamak ve analiz etmek gerekmektedir. Hıristiyanlık bu topraklarda doğmuş, Lübnan, Antakya, Urfa, Kilikya, Tarsus, Silifke, Antalya ve Isparta çevresi, Konya, Kapadokya, Pamukkale, Efes gibi dönemin Anadolu şehirleri üzerinden batıya açılmıştır.

    Tarihi gelişimi itibariyle Hıristiyanlık ilk ortaya çıktığı dönemde, Yahudilere hitabeden bir din ve mezhep görünümündedir. Hıristiyanlık, Doğu Roma egemenliği altında Kudüs mabedi etrafında toplanmış dönemin Yahudi toplumu arasında yaşanan bir takım mezhebî ve siyasî mücadeleler sonunda, Yahudiliğin ve Yahudilerin yaşadığı bölgeler dışında başka milletler arasında yayılmıştır. Bu suretle millî din olma özelliğini kaybetmiş ve evrensel bir din hâline gelmiştir.

    Başlangıçta adı Nasrânilik iken, zamanla Hıristiyanlık olarak ifade edilen bu din, Pavlus’un da çabalarıyla farklı kültürler arasında yayılmasını sürdürürken yerli pagan kültürlerinden de etkilenmiş, bu yerli karışım sonucunda birçok teolojik tartışmaların yapıldığı, yaşandığı mezhepler hâline gelmiştir. Bütün bunlar olurken Hz. Îsâ’nın temel öğretilerinden uzaklaşılmıştır.

    Çalışmamız, kaba bir tasnifle Hz. İsa’dan önceki dönemde Yahudilerin dinî ve siyasî durumları, İmrân ailesi, Hz. Zekeriyyâ, Hz. Meryem, Yusuf’ün Neccar, Hz. Yahyâ ve Havariler ele alınmıştır.

    Gayemiz, Hıristiyanlığın ilk asrını temel kaynaklara dayanarak Îsevîlik dininin temel doğrularının ortaya çıkmasına katkı sağlamaktır.

    GİRİŞ

    Konunun Seçimi Kapsamı ve Önemi

    Araştırmamızda ilahi vahiy merkezli Hz. İsa’nın tebliğ ettiği Îsevilik öğretilerini, kadim ifadesi ile Nasranîliği temel dini kaynaklar göz önünde bulundurarak incelemeye çalıştık. Günümüzün farklı Hıristiyanlık algılarını bir tarafa bırakarak bu dinin ilk orijinal şekliyle ortaya çıktığı zaman dilimine ve sonradan gelişen statükoya dikkat çektik. Bu dönemle ilgili yapılan çalışmalar daha ziyade batı kaynakları referans alınarak yapılmış olmasına rağmen, geleneksel doğu kültürü özellikle de İslamî veri ve kaynaklar pek dikkate alınmamıştır. Batı kaynakları ise o kültürün getirdikleri kazanımlar çerçevesinde değerlendirmelerde bulunmuşlar, bu değerlendirmeler sonucunda ise doğu İslam kültürü ile çelişen yorumlarla karşılaşılmıştır. Bu çelişkiler daha ziyade Yeni Ahit yorumlarında karşımıza çıkmakta, İslami algı ile örtüşen Hıristiyan kaynaklarının da Müslümanlar tarafından yazıldığı iddiasıyla karşı karşıya kalınmıştır. Bunlardan biri de Apoğrif İncil sayılan Barnabas İncili’dir.

    Günümüz Hıristiyanlığının tenkit edilen birçok yönlerinin temelleri, Birinci yüzyılda Ortadoğu ve Ön Asya coğrafyasında atılmıştır. İlk önceleri İmran Ailesi, Hz. Zekeriyyâ, Hz. Yahyâ, Hz. Meryem, Hz. Îsâ ve Havarilerin de içinde yaşadığı ilahi vahiyle beslenilen zaman dilimi, inanç ve akide bakımından tevhit etrafında bir oluşumdu. Hz. Îsâ’nın semaya urucundan sonra, yeryüzüne dağılan Havariler, gittikleri her yerde O’nun mesajlarını farklı kültürlere, farklı inançlara sahip toplumlara ulaştırma mücadelesi verirlerken çok çeşitli sıkıntılarla karşılaşmış ve hatta bazıları şehit edilmişti.

    Pavlus’un felsefesi, Pagan kültürü ve devrin hâkim unsuru olan baskıcı yönetimlerin de tesiriyle, Hz. Îsâ’nın öğretileri, Îsevîlik dini; farklı eklektik kalıplara sokulmuş, kredosu anlaşılamayan bambaşka bir din olarak karşımıza çıkmıştır.

    Hem Yahudiliğe hem Yunan ve Roma kültürüne hâkim olan Pavlus, Havarilerin de ötesinde Havariler üzerinde çok önemli bir tesiri olan ve Barnaba olarak bilinen Hz. Meryem’in amcasının oğlu olan Marangoz Yusuf veya Marangoz Yusuf ile çok iyi bir diyaloğa sahipti. Pavlus ile Marangoz Yusuf (Barnaba)’ın çok eskilere uzanan dostluğu uzun bir aradan sonra Kutsal bir birlikteliğe dönüşmüştür. Bu birliktelik Hz. Îsâ’nın öğretilerinin Roma toplumu arasında yayılması konusunda misyoner rolünü üstlenmelerine zemin hazırlamıştır. Barnaba, Pavlus’u tanıdığında onun, Roma idaresi ile olan yakın münasebetini, engin Roma ve Yahudi kültürü müktesebatının yanında zekâ ve hırsının farkına varmış, bu dehayı o günkü konjonktüre uygun bulması dolayısı ile Onu tebliğde değerlendirmeyi düşünmüş olabileceği ihtimali akla gelmektedir. Zira dönemin zalim Roma hükümranlığı karşısında sağlıklı bir tebliğ için böyle bir dostluğa ihtiyaç vardı.

    Pavlus tebliğleri sırasında gerek Anadolu coğrafyasında gerekse Yunan ve Roma toplumları arasında çok farklı inanç ve kültürlerle karşılaşmıştı. Onun karşılaştığı bu yerli pagan kültür yapısının engellemeleri ve Hz. Îsâ’nın öğretilerinden verilen tavizler -özellikle de erkeklerin sünnet olayı- sonucunda gerek Grek gerekse Latinler arasında farklı bir Hıristiyanlık anlayışı ve bir din çıkmıştı. Bu durumdan ortaya çıkan rahatsızlık Barnaba ile Pavlus’un arasını açmıştı. Nitekim bu birliktelik Pavlus’un çıkacağı ikinci yolculuk başlamadan bitmiştir.

    Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Hıristiyanlık öncesi Filistin ve çevresinde dini ve sosyal yapı ele alınmıştır. Filistin coğrafyasında yerleşik olan çeşitli Yahudi gruplarının mensup olduğu ve aralarında var olan çeşitli görüş ayrılıkları sonucunda ortaya çıkan Yahudi mezhepleri hakkında ansiklopedik de olsa bir bilgi vermeye gayret edilmiştir. Özellikle erken dönem Hıristiyanlığın temelini oluşturan ve zamanla karşımıza ilk Hıristiyanlar olarak çıkan Essenîlik üzerinde durulmuştur.

    İkinci bölümde ise Hz. Zekeriyyâ ve Yahyâ döneminde, yerli fitne odaklarının da katkısıyla, Roma Valisinin Kudüs ve çevresinde estirdiği diktatörlük havası, Hz. Zekeriyyâ ve Hz. Yahya’nın şehit edilmeleri, Hz. Meryem ve Yusuf’ün Neccar bağlamında yaşanan olaylardan bahsedilmiştir.

    Üçüncü bölümde Hz. Îsâ Mesîh’in hayatı ve çevresinde yaşanan olaylar, Hz. Îsâ’nın çocukluk yılları, Hz. Îsâ’nın bilinmeyen yılları olan gençliği ve kayıp koyunlarını aradığı seyahatleri ve peygamberlik yılları, tevhid mücadelesi, gösterdiği mucizeleri, Çarmıh hadisesi, Zeytin Dağındaki vaaz ve Îsâ Mesîh’in semaya urucu, göğe yükselişi ve Eskatolojik yaklaşım, Hz. Meryem’in Hz. Îsâ’dan sonraki yılları, Havariler ve ilk Hıristiyanlar üzerinde durulmuştur.

    Metot

    Dinler Tarihi alanında çalışan bir bilim insanı objektif olmak zorundadır. Biz de bu çalışmamızda elden geldiğince objektif davranmaya çalıştık. Buna rağmen objektifliğimizi koruyamadığımız yerler de olmuş olabilir. Ancak, Dinler Tarihi gayesine ulaşabilmek için sosyal bilimlerin kullandığı metotların hepsinden lüzumu kadar gerektiğinde istifade eden bir bilim dalıdır. Bu bilim dalının kendisine özgü deskriptiv nitelendirici, betimleme metodunu genel tarih, coğrafya, arkeoloji, filoloji, din psikolojisi, din sosyolojisi, din felsefesi, din fenomenolojisi gibi diğer din bilimleri ile de paylaşır.

    Dinler Tarihinde nitelendirici metodun yanında dinler ve inanç uygulamaları arasında bir takım mukayese ve karşılaştırma yapması da bir metot olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine dinlere fenomenolojik yaklaşım da söz konusudur. Fenomenolojik yaklaşım ile Dinler Tarihini bir noktada buluşturmak isteyen anlayışla "Dinler Tarihi bir miktar yoruma yer vererek fenomenolojiye; fenomenoloji de tarihi gelişmeye yer vererek, Dinler Tarihine yaklaşmış olmakta ve aralarındaki gerilim de sona ermektedir.

    ¹ Bu bakımdan dinî fenomenlerin yapısı ve özünü araştırmanın yanında yorum teorisini de bir metot olarak bu çalışmada takip etmeye gayret ettik.

    Özet olarak bu çalışma, Dinler Tarihi disiplinin kendine özgü envanter değerlendirmesi yapılarak, karşılaştırmalı dinler tarihi metotları kullanılarak, kaynak inceleme ve taramasıyla, din sosyoloji, arkeoloji, tarih ve dini fenomenoloji verileri de nazara alınarak yapılmıştır.

    Araştırmanın kaynakları

    Çalışmamızda kendisine müracaat ettiğimiz kaynakları; temel ilk el kaynaklar, ikinci derecede kaynaklar şeklinde tasnif etmek mümkündür.

    Birinci derecede temel kaynaklar olarak Eski Ahit, Kanonik İnciller yanında Apoğrif İnciller özellikle de Barnabas İncili ve son zamanlarda oldukça ilgi çekmeye başlayan Tibet İncili’ni zikredebiliriz. Yine Kur’ân-ı Kerim, Onun kadim ve çağdaş tefsirleri, Hadis kaynakları bu temelde yer almaktadır. Bundan dolayı çalışma bir tefsir araştırması gibi de algılanabilir. Ancak Dinler tarihinin yararlandığı temel kaynaklardan biri de tefsir kaynaklarıdır. Yazılan birçok klasik tefsirlerde de İsrailiyat kaynaklarından yararlanıldığı da bir gerçektir.

    İkinci derecede ele aldığımız kaynaklar Erken Dönem Hıristiyanlık üzerine yapılan çalışmalar, konu ile ilgili basın, yayın medya yayın organlarının belgeselleri, güvenilir internet web siteleri, diğer batı kaynakları, ansiklopediler, klasik ve çağdaş İslam kaynakları, dinler tarihi çalışmaları taranmış elde edilen bilgiler değerlendirilmeye çalışılmıştır.

    Erken dönem Hıristiyanlığından kastımız Hz. Îsâ öncesinin son iki asrı ile sonrasının ikinci yüzyılına kadar geçen süredir. Vakıa çağdaş Hristiyanlığın kurumsallaştığı MS. 325 yılındaki İznik Konsili ile onu takip eden asırlar erken dönem olarak düşünülse bile bizim amacımız Hz. Îsâ’nın merkeze alındığı zaman dilimini ve yakın çemberi irdelemek, günümüzde ise Hıristiyanlığın öze dönüşü çerçevesinde oluşturulan ve çokça tartışılan eskatolojik bir konuya açıklık getirmeye çalışmaktan ibaret olacaktır.

    KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

    Ahd-i Atik: Yahudi kutsal kitabına verilen addır. Bu ismi Hıristiyanlar vermiştir. Bu, Yahudilerin Tanrı ile yaptıkları sözleşmeyi ifade eder.

    Ahd-i Cedit: Türkçeye yeni Ahid olarak çevrilen bu kitap Hıristiyan kutsal kitabının adını oluşturur. Yeni Ahid denilen kutsal kitap, İncilleri de içine alan yirmi yedi kitaptan oluşmaktadır. Bu kitaplar Trente Konsili’nde kabul edilmişlerdir.

    Ahit Sandığı: Buna Aron Haberit de denmektedir. Hz. Musa’nın Tanrı Yahova’dan vahiyle aldığı on emirin yazılı olduğu iki tabletin içinde saklanan tahta sandığa verilen isimdir.

    Antropotokos: İnsan anası, Hristiyanlıkta Hz. Meryem’e verilen bir unvan.

    Antocya Psidia: İlk çağdaki, günümüzdeki Isparta ilinin bir ilçesi olan Yalvaç şehrinin o günkü ifadesi ile adıdır. Antakya için de benzeri bir ifade kullanılmaktadır.

    Apokrif: Sahih sayılmayan.

    Apolojist: Doğru inancı savunan ve yanlışları eleştiren, reddeden.

    Aposkalips: Yahudi kaynak ve metinlerini tenkit eden yorumcular. Miladi ilk asırlarda Yahudi ve Hıristiyan muhitlerde, dünyanın sonu konusunda oldukça yaygın olan bir edebiyat türü. Bu vizyonlardan bazıları korkunç sahneler tasvir etmektedir. Her ne olursa olsun Yahudilikteki gizli irfan ve Bâtınilik varlığını bir şekilde korumuş, aposkalipstçi ve Batınî gelenekler ilk iki yüzyılın Hıristiyanlığında da korunmuş ve bazı gnostik eğilimlere cesaret vermiştir.

    Apokaliptik: Karışık anlaşılmaz, karanlık, çok alegorik olan. Dünyanın sonundan bahseden, son gün hakkında ayrıntılı bilgi veren edebiyat türü bir eser. Çünkü tarihin bu apokaliptik seyri içinde…

    Apostolik: Havarilere dayanan, havarilerle ilgili olan.

    Apostolos: Havarilik.

    Aramice: İbranice ile yakın bir münasebeti olan bir dildir. Kare şeklinde yazı karakterini İbraniceden almıştır. İlk Ârâmiler Mezopotamya’nın güney doğusunda bulunan Ur şehrinde yaşamışlardır. Bu halkın konuştuğu dilin adına Ârâmice denir.

    Armegedon: Hıristiyan inancına göre iyilerle kötüler arasında ahirzamanda gerçekleşecek olan son savaş.

    Ashab-ı Kehf: Sözlükte mağara arkadaşları anlamına gelir. Allah’a inanan, başlarındaki idareciler ve çevrenin zulmünden korkarak, kavimlerini terkeden ilk Hıristiyanlardan yedi genç ve köpekleri. Hepsi bir mağaraya sığınmışlar, Allah tarafından bu mağarada 309 yıl uyutulmuşlardır. Kur’ân-ı Kerim’in bunlardan bahseden 18. suresinin adı Kehf’dir. Mağaranı yeri kesin olarak bilinmemektedir. Yaygın nakillere göre isimleri: Yemliha, Meksilina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Meslina, Kefeştetayyuş ve köpekleri Kıtmir.

    Asur Sürgünü: İsrailoğullarının MÖ. 8-7. Asır arasında Asurlular tarafından Mabed tahrip edilerek malları talan edilip ülkelerinden alınarak Dicle ve Fırat havzasına sürgün edilmesinin adıdır.

    Beşair’un-Nübüvve: Eski ve yeni Ahid’de Hz. Muhammed’in (sav) geleceğine dair geçen müjdeli gaybî haberlere denir.

    Bishop: Papaz.

    Deccal: Diğer adı Mesih-i Deccaldır. Kıyamet alametlerinden dünyanın sona ermesine yakın ortaya çıkacağı bildirilen yalancı. Bu söz Kur’an’da geçmez. Ancak hadislerde özellikle Fiten hadislerinde adından bolca söz edilir ve şerrinden korunmak için Allah’a sığınılması için müminler uyarılmıştır. Matta 24’te yalancı mesihten söz edilir. Deccal’ın nitelikleri hakkında çeşitli kaynaklarda bilgiler verilmiştir: Kızıl renkli, kıvırcık saçlı, iri yapılı, kalın boyunlu, tek gözlü, gözü geniş alnının ortasında bir üzüm tanesi gibidir. Alnında kâfir" yazılıdır.

    Diaspora: İngilizce bir kelimedir. Sürgün, tecrit, dağıtılma anlamlarına gelir. Yahudilerin çeşitli sebeplerle ülkelerini terk etmek zorunda kalmaları anlamında kullanılan diaspora terimi, en geniş ve kalıcı anlamıyla MS.70 yılında Kudüs ve çevresinin Romalı Titus tarafından istila edilmesiyle Yahudilerin sürgününü ifade etmek için kullanılır. O günden beri dünyanın değişik yerlerinde yaşayan Yahudiler diaspora Yahudileri olarak da anılır.

    Eklektik: Seçmeci. Çeşitli fikirlerden hatta birbirine zıt olanlarından kendisince iyi sayılanları seçen.

    Eklektisizm: Birbirinden değişik ekollerden seçilmiş, farklı doktrinleri birleştirerek bir din veya felsefî sistem oluşturmak için yapılan çalışma.

    Eskatoloji: Yunanca bir kelimedir. Üç ilahi dinde, son yargı günü veya kıyametin sonu hakkında ortak bir kanaat vardır. Bu kelime yeniden dirilmeyi, yargılamayı, cennet ve cehennemi ifade etmektedir. Mitolojinin özel bir dalıdır. İnsan hayatı ve dünyanın geleceğine dair ileri sürülmüş inançlar bütünüdür.

    Fenomen: Tabiat olgusu, gözlenebilen olay demektir. Görüngü, olay. "Hayretten titretecek bir ‘fenomen’ karşısında bulunuyoruz.

    Fenomenoloji: Görüngübilim. Kurucusu Edmund Husserl olan bir felsefe akımı. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde görülen bilimlerdeki ve düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felsefe akımıdır. Husserlci fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona erdirerek somut yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tarif edilmesi yaygındır. Fenomenoloji, her şeyden önce, fenomen i, yani dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir. Fenomenoloji, bu yöntem üzerinden kavramlar ve kategoriler geliştirerek özgün bir felsefe akımı da meydana getirir. Nesneyi, en genel anlamda öznenin dış dünya ile kurduğu ilişkilerinde algıladığı, deneyimlediği şey’ler olarak görmesiyle pozitivizm ve ampirizm’le aynı noktada dursa da temelde fenomonoloji bu iki felsefe akımına karşı çıkar. Bu karşı çıkış en başta, tek tek nesnelerin ele alınması konusunda ortaya çıkar. Tek tek nesneler, Fenomenolojiye göre, belirli genel yasalara bağlı şeyler değil, varlıkları yalnız rastlantı kavramıyla açıklanabilir olan şeylerdir. Fenomenoloji, öz’lerin araştırılması konusudur.

    Gnose: Eski Yunancadan gelen bir kelime olup, Bilgi demektir. Fakat bu bilgi, daha çok Marifet diye anılıp ilmî bilgiden ayrıdır. Buna Arifane bilgi, dîni sırların yüce bilgisi veya gizli vahy ü ilham edilmiş bilgi demek daha isabetli olur. Bu şahsi ve mistik bir bilgi olup, seçkin ve mistik tabiatlı insanlara mahsustur yahut tabiatüstüdür. Gnostikte Arif kimse demektir. (S.H. Hayri Bolay, Felsefî Doktrinler Sözlüğü, s.104)

    Gnostik: Gnosizm denilen dini geleneğe yer veren kişi. Kurtuluşun ilâhi âlemden kaynaklanan gizli bir bilgi ile olduğuna inanan kimse. Daha kapsamlı düşünüldüğünde âlem insan, Allah ve kurtuluşa ait kutsal bilgiye sahip olduğunu iddia eden kişi de ifade eder.

    Gnostisizm: Tanrı âlm, insan, kurtuluş ve bilgi gibi konularda kendine has açıklamalar getiren dinî-felsefî bir akım. Bu kendi başına bir din değildir. Çeşitli dini gelenekler içerisinde doğal bir gelişim ya da kültürel etkileşim sonucu oluşan bir akımdır. Manheizm ve Sabiilik gibi.

    Gurbet Yahudisi: Yahudi sürgünleri sırasında Tarsus ve çevresine yerleşmiş Yahudilere verilen bir isimdir.

    Havra: Yahudilerin mabedi. Sinagog da denir. Yahudilerin Sürgün yıllarında topluca ibadet için oluşturdukları Beytülmakdis dışındaki ibadethanelerin adıdır. MÖ. 4. yüzyılda Babil’de inşa edildiği kabul edilmektedir.

    Helenist: Özel isim. Heleniste, Grek kültürü, tarihi, dili ve edebiyatı konularında uzman olan kimse.

    Heretik: Sapkın; doğru yoldan ayrılmış sayılan.

    Heterodoksal: Ana gövde kiliselerce doğru din anlayışının dışında kaldığı düşünülen (kimse, kurum)

    Koptça: MS. 300-700 yılları arasında Mısırda konuşulan dil.

    Kredo: Hıristiyan dininde iman esaslarını içeren, bu esasları özet olarak formüle eden metin. Hıristiyanlıkta İznik akidesi ve havariler akidesi olarak bilinen metinler bu konuda ilk akla gelen dini ağırlıklı yazılardır.

    Makkabîler: Yahudiliği Helenizm’e ve Selevkoslara karşı savunan bir haham ailesi. Makkabîler anneleriyle birlikte, MÖ. 168 yılında Antiochus 4. Epiphanes tarafından öldürülen 7 kardeştir.

    Marioloji: Hıristiyanlıkta sadece Hz. Meryem’i konu edinen ve ona dair dogmaları işleyen sistematik tarzdaki çalışmaları havi bir teolojik bilim dalı.

    Mesîh: Arapça’da üzerine yağ sürülmüş anlamında Hz. Îsâ’ya verilen unvan. Yahudiler, yeryüzüne inerek kendilerini kurtaracak kişiye, Mesih demişler, Hıristiyanlar bu kelimeyi Hz. Îsâ’ya, özel isim alem olarak vermişlerdir. Mesîh, aynı zamanda çok seyahat eden anlamına da gelir. Hz. Îsâ tebliğ için çok yer dolaşmıştır.

    Mevakrim: Essenîler’de müfettişler anlamında kullanılan dini

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1